Sinema

Pepelats: Bir Uzay Gemisi Hikayesi

Bilimkurgu evreninin vazgeçilmez öğeleridir uzay gemileri. Bunların türlü çeşidi vardır. Bazıları ikonik olmuştur. Bu yazımda size duyma ya da görme ihtimalinizin az olduğunu düşündüğüm bir uzay aracından bahsedeceğim. Bu uzay aracının adı Pepelats. Gürcü dilinde “kelebek” demek.

ABD’den gelen resmi bir mektup o dönem iyi bir gürültü koparır. Mektupta Hollywood’da kullanılmak üzere, gizlilik taşımayan Pepelats adlı aracın kendilerine verilmesi rica edilmektedir. Mesele KGB’ye kadar gider ve yapılan araştırmada bunun bir şakanın sonucu olduğu anlaşılır. Bu uzay aracını filminde kullanan Georgiy Daneli, Amerikalı meslektaşları ile sohbeti sırasında, çektiği filmde kullanılan uzay aracının ordu tarafından kendisine ödünç verildiğini söyler. Amerikalılar bunu ciddiye alır ve aracın kullandığı teknolojiyi elde etmek için harekete geçerler. Sonuçta film yönetmenine bir daha yabancılarla sohbet ederken şaka yapmaması rica edilir. Gelelim bu garip uzay aracının hikayesine.

Bu uzay aracının adı Pepelats. Gürcü dilinde "kelebek" demek.

1986 yılında SSCB’de antiütopya türünde bir film çekilir. Georgiy Daneli’nin bu filminin adı Kin-Za-Za. Filmin ilgi çeken görsel efektlerinden biri, kahramanların gittikleri uzak bir gezegende karşılarına çıkan uzay aracı Pepelats’tır. Bu araç silindirik ya da yumurta gövdelidir ve tepesinde kalkış ve uçuş sırasında dönen bir pervanesi vardır. İniş takımı olarak bazılarında tekerlek kullanılır. Ancak bu araç, sahibi yeteri kadar zengin olmadığı için yeterli luts (aracın kullandığı yakıt) alamamasından kaynaklanır. 5-6 metre yüksekliğinde ve 2.5-3 metre çapında olan Pepelats, dört kişi taşıyabilir.

Pepelats: Bir Bakıma TARDIS?

Her Pepelats iki adet fırlatılabilir kurtarma kapsülü ile donatılmıştır. Birinde tuvalet dahi vardır. Pepelats’ın kullandığı yakıt luts, sudan elde edilir. Pepelats bir dolumda 160 kilometre yol kat edebilir.

Pepelats’ın iki uçuş modu bulunur. Gravitsappa’sız uçuş sadece atmosferde mümkündür ve düşük hızlarda gerçekleşir. Gravitsappa’lı uçuş modunda ise yüzeyden uzaya seyahatler gerçekleştirilebilir. Gravitsappa, paslanmış bir contaya benzer ve aracın evrenin herhangi bir yerine anında ulaşmasını sağlar. Bir çeşit TARDIS yani!

Gelelim Pepelats’ın yapımına. Mosfilm Sinema Stüdyosundaki hiçbir dekor uzmanı Teodor Tezik tarafından dizayn edilen Pepelats’ı yapmak istemez. Bunun üzerine Tezik, eski bir Tu-104 yolcu uçağının kuyruk kısmından faydalanarak Pepelats’ı yaptırır. Filmin çekimleri Türkmenistan’da yapılacaktır bu nedenle de Pepelats bir trene bindirilir ancak yolda kaybolur. Yük konşimentosunda “Pepelats” yazar, ancak kimse bunun ne olduğunu bilmemektedir. Pepelats ancak KGB’nin yardımı ile bulunur. Yanlışlıkla Vladivostok’a kadar (Rusya’nın en doğusu) gitmiştir.

Pepelats Rusya’da yayınlanan Mir Fantastiki (Fantezi Dünyası) Dergisi tarafından yapılan bir incelemede “En İyi 10 Uzay Gemisi” sıralamasında altıncı sırayı almıştır. Dergi Pepelats’ı en komik, anlamsız ve bilimkurguda eşi olmayan bir araç şeklinde anlatmaktadır.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20
Metin Uçar

Metin Uçar

1965 Eylül ayında Malatya’da Dünya’ya geldi. Çocukluğu bilimkurgunun gençlik yıllarına denk geldi. 1974’de tanıştığı Televizyon denilen alet sayesinde Uzay Yolu, Uzay 1999, Altı Milyon Dolarlık Adam gibi dizilerle tanıştı. Efsanevi Süpermen filmi ve nihayet Yıldız Savaşları filmleri bilimkurguya olan ilgisinin doğmasına neden oldu. Bir süre sonra dizaynını kendi yaptığı uzay gemileri ortaya çıktı. 80’li yıllardan itibaren başlayan maketçilik çalışmalarına hala devam ediyor. Gelişen teknoloji ile bilgisayar ortamında yaptığı 3D uzay gemisi projelerinin sayısı beş yüze yaklaşıyor. Bilimkurguya ilgisini doğuran filmlerin yanı sıra Doktor Kim’in Türkiye’de yayınlanan ilk yedi romanını okuyarak bilimkurgunun edebiyat alanına da giriş yaptı. Tıpkı uzay gemisi maketlerinde olduğu gibi bir süre sonra kendi bilimkurgu hikayelerini yazabileceğini düşündü. 1987 yılında bir dergi tarafından düzenlenen bilimkurgu öykü yarışmasına katıldı. Derginin ‘Geleceğin Asimovları’ olarak adlandırdığı yarışma katılımcıları arasında 3. Mansiyon ödülünü aldı. Ödül olarak aldığı 10 TL ile üç Pink Floyd kaseti aldı. Bilimkurgu dalında yazı çalışmalarına uzun bir aradan sonra 2000’li yıllarda yeniden başladı. Tamamladığı bir romanı ve üç kitaba dönüşebilecek hacimde kısa öyküleri bulunuyor. Yine bu yıllarda Türkiye’de bilimkurgunun olup olmadığını araştıran birçok platforma üye oldu, paylaşımları, yarışma katılımları oldu. İki öyküsü yerli bilimkurgu tarihi açısından zamanı geldiğinde önemli adımlardan biri olarak adlandırılacak YBKY 2018 Antolojisinde yer aldı. Şimdi Rusya, Moskova’da yaşıyor ve Facebook’taki bilimkurgu temalı üç grubunda Türkçe ve Rusça olarak öykülerini paylaşıyor. Üye olduğu platformlarda yayınlanan bilimkurgu temalı çevirileri ve makaleleri bulunan Metin Uçar ilham geldikçe bilimkurgu hikayelerini ve proje aşamasındaki dört bilimkurgu romanını yazmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın