Sinema

Pavel Vladimiroviç Kluşantsev: Yıldız Savaşları’na İlham Veren Adam

Stanley Kubrick’in, George Lucas’ın, Steven Spielberg’in, Ridley Scott’un ‘hocam’ dedikleri bir kişi: Pavel Vladimiroviç Kluşantsev. Sovyetler Birliği’nin tarihe geçen sinema operatörü, sinema yönetmeni, senaristi ve yazarıydı. Sinema dünyasında bilimsel-popüler sinemayı bilimkurgu ile birleştiren kişi olarak bilinir. Çok sayıda çekim tekniğinin, cihazının yaratıcısıdır. Kombine çekimler de dahil olmak üzere birçok icadı sinema dünyasının ünlü kişileri tarafından kullanılmıştır.

Pavel Kluşanstev 1910’da Sankt-Peterburg’ta dünyaya geldi. Dört yaşındayken okuma-yazma biliyordu ve büyüyünce yazar olmak istediğini söylüyordu. Ancak küçük yaşta çalışmak zorunda kalmıştı ve mobilya tamiratı ile uğraşıyordu. Boş zamanlarında askeri müze için maket çalışmaları yapıyordu.

1930’da Leningrad foto-sinema meslek okulunu bitirdi. Belgoskino sinema stüdyosunda kameraman yardımcısı olarak çalıştı. Savaş sırasında rezervde bırakılmıştı ve askeri temalı filmler çekmekteydi. Savaştan sonra Lentehfilm stüdyosuna döndü. Bu dönemde çekim sırasında kullanılan bazı mekanizmaları ve cihazları icat etti. Bilimkurgu esintileri 1951’de çekilen ‘Vselennaya’ (Evren) adlı filminde ilk defa ortaya çıkmaya başladı. Ardından 1957’de ‘Doroga k zvyozdam’ (Yıldızlara Giden Yol) geldi. 1962’de ise ‘Planeta Bur’ (Fırtına Gezegeni) adlı bilimkurgu filmi çıktı. Aleksandr Kazantsev’in kaleminden çıkan bu eserin sinema versiyonu 28 ülkede gösterime girdi. Kluşantsev, Sovyet roketlerinin babası Sergey Korolyov ile de tanışıyordu. Çektiği filmler için bilim insanlarından, insanlarından bilgi almaktaydı.

Pavel Vladimiroviç Kluşantsev Çekim Teknikleri

Kluşantev havadan çekimlerde kullanılan kamera stabilizatörünü, su altı renkli çekim sistemini icat eden kişidir. Doğal görüntülerin, resmedilmiş görüntülerle aynı anda çekilmesini sağlayan prizmalar onun adını taşır. Kluşantev tarafından yaratılan kombine çekim yöntemleri Stanley Kubrick, George Lucas, Ridley Scott hepimizin yakından bildiği klasik bilimkurgu filmlerinde kullanılmıştır. Mesela 2001: Bir Uzay Destanı filminde oyucuların yerçekimsiz ortamdaki çekimlerinde ilk defa Kluşantsev’in kullandığı çelik halatlarla oyuncuları tavana asma tekniği kullanılmıştır. Terminatör-2’deki robot tıpkı Fırtına Gezegeni filmindeki robot gibi imha olmaktaydı (tek fark kaynar suya düşmesi idi). Rovert Skotak, Titanik filmindeki su altı çekimlerini yaparken yine Kluşantsev’in icat ettiği tekniklere başvuruyordu. Kluşantsev’in bazı bilimsel-popüler kitapları vardır ve 1.5 milyon tiraja ulaşmıştır, 16 yabancı dile çevrilmiştir.

Pavel Vladimiroviç Kluşantsev filmlerinden bir kare

Sinema çevrelerinde anlatılan bir anektod vardır. Perestroyka döneminde SSCB’yi ziyaret eden George Lucas buraya gelişinde kendisine yardım eden organizatörlerden bir ricada bulunur. Pavel Kluşanstev adında biri ile görüşmek istemektedir. O sırada orada bulunanlardan kimse bu kişinin kim olduğunu bilmemektedir ve bu rica aynı zamanda heyecan, merak hatta şüphe uyandırır. Kendisine Pavel Kluşantsev’in kim olduğu sorulunca Lucas: ‘Yıldız Savaşları’nın Baba’sıdır o’ diye cevap verir. Ancak iki yönetmenin görüşmesi mümkün olmamıştır.

Amerikan özel efektler uzmanı Robert Skotak Pavel Kluşantsev’i arar bulur ve Sankt-Peterburg’ta kendisi ile görüşür. 1990 yılında gerçekleşen bu görüşmede Kluşantsev ile görüş alışverişinde bulunan Skotak, ondan aldığı teknikleri Terminatör-2 filminde uygular ki bu film özel efektler dalında 1992 yılında Oscar Ödülü alır.

Kluşantsev 1999 yılında 90 yaşında hayata gözlerini kapar. 321046 No’lu asteroide onun adı verilmiştir.

2021 Dünya’nın ilk uzay insanı Yuri Gagarin’in yaptığı tarihi uzay yolculuğunun 60. yıl dönümü. Bunun şerefine 12 Nisan’da Sankt-Peterburg’ta düzenlenecek bir sergi kapsamında Fırtına Gezegeni filminin de gösterimi yapıldı.

Pavel Vladimiroviç Kluşantsev film afişleri

Pavel Vladimiroviç Kluşantsev Filmleri:

1935 — Yedi engel (L. Antsi-Polovskiy ile)

1937 — Korkusuzlar (L. Antsi-Polovskiy ile)

1943 — Savaş günlerinde Sibirya

1946 — Kutup ışıması

1948 — Meteorlar (Venedik 9. Sinema festivalinde diploma)

1951 — Evren (N. Leşşenko ile. Karlovı Varı 7. Sinema Festivali’nde ödül ve Paris 3. Sinema Festivali’nde belgesel film ödülü)

1956 — Maddenin sırrı (Karlovı Varı 9. Sinema Festivali’nde en iyi bilimsel-popüler film ödülü)

1957 — Yıldızlara giden yol (1. Soyuz Sinema Festivali’nde bilimsel-popüler filmler dalında ikincilik ödülü ve kombine çekim dalında özel ödül, ayrıca Montevideo 3. Uluslararası Film Festivali’nde belgesel ve bilimsel-popüler filmler dalında diploma.)

1960 — Titreşimler ve dalgalar (Soyuz sinema günlerinde eğitici filmler dalında diploma)

1962 — Fırtına gezegeni (yeniden montajı ve seslendirilmesi yapıldıktan sonra defalarca başka bilimkurgu filmlerde kullanılmıştır, mesela: Tarih öncesi gezegene seyahat ve Tarih öncesi kadınlar gezegenine seyahat)

1965 — Ay (Trieste 4. Sinema festivali’nde ‘Bilim ve fantazinin başarılı bir şekilde birleştirilmesi’ dalında altın madalya)

Filmi buradan İngilizce alt yazılı olarak izleyebilirsiniz.

1968 — Mars (Leningrad sinemacılar günlerinde diploma)

1970 — Dünya’yı görüyorum.

1972 — Zamanın hükmü (Üretim organizasyonu konulu Soyuz sinema günlerinde altın madalya)

1965 yılında ABD’de beyaz perdeye çıkan ‘Tarih Öncesi Gezegene Seyahat’ adlı film Fırtına Gezegeni’nin yeniden montajı yapılmış haline çok benzemektedir.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20
Metin Uçar

Metin Uçar

1965 Eylül ayında Malatya’da Dünya’ya geldi. Çocukluğu bilimkurgunun gençlik yıllarına denk geldi. 1974’de tanıştığı Televizyon denilen alet sayesinde Uzay Yolu, Uzay 1999, Altı Milyon Dolarlık Adam gibi dizilerle tanıştı. Efsanevi Süpermen filmi ve nihayet Yıldız Savaşları filmleri bilimkurguya olan ilgisinin doğmasına neden oldu. Bir süre sonra dizaynını kendi yaptığı uzay gemileri ortaya çıktı. 80’li yıllardan itibaren başlayan maketçilik çalışmalarına hala devam ediyor. Gelişen teknoloji ile bilgisayar ortamında yaptığı 3D uzay gemisi projelerinin sayısı beş yüze yaklaşıyor. Bilimkurguya ilgisini doğuran filmlerin yanı sıra Doktor Kim’in Türkiye’de yayınlanan ilk yedi romanını okuyarak bilimkurgunun edebiyat alanına da giriş yaptı. Tıpkı uzay gemisi maketlerinde olduğu gibi bir süre sonra kendi bilimkurgu hikayelerini yazabileceğini düşündü. 1987 yılında bir dergi tarafından düzenlenen bilimkurgu öykü yarışmasına katıldı. Derginin ‘Geleceğin Asimovları’ olarak adlandırdığı yarışma katılımcıları arasında 3. Mansiyon ödülünü aldı. Ödül olarak aldığı 10 TL ile üç Pink Floyd kaseti aldı. Bilimkurgu dalında yazı çalışmalarına uzun bir aradan sonra 2000’li yıllarda yeniden başladı. Tamamladığı bir romanı ve üç kitaba dönüşebilecek hacimde kısa öyküleri bulunuyor. Yine bu yıllarda Türkiye’de bilimkurgunun olup olmadığını araştıran birçok platforma üye oldu, paylaşımları, yarışma katılımları oldu. İki öyküsü yerli bilimkurgu tarihi açısından zamanı geldiğinde önemli adımlardan biri olarak adlandırılacak YBKY 2018 Antolojisinde yer aldı. Şimdi Rusya, Moskova’da yaşıyor ve Facebook’taki bilimkurgu temalı üç grubunda Türkçe ve Rusça olarak öykülerini paylaşıyor. Üye olduğu platformlarda yayınlanan bilimkurgu temalı çevirileri ve makaleleri bulunan Metin Uçar ilham geldikçe bilimkurgu hikayelerini ve proje aşamasındaki dört bilimkurgu romanını yazmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın