SANAL VE GERÇEK ÇIKMAZI: GÜNLÜKLER
Yerli bilimkurgu örnekleri her sene katlanarak çoğalırken, benim elime bu sefer Mehmet Canpolat imzalı “Sanal ve Gerçek Çıkmazı” geçti. Bir süredir kitap okumaktan uzaklaşmıştım; belki birçoğumuz benzer durumlarda olabilir. “Sanal ve Gerçek Çıkmazı” elime geçtiğinde ince olması beni okumaya biraz şevklendirdi. Kitap bittiğinde ise okuduğuma mutlu olduğum bir öykü kitabı bitirmiştim.
Aslında detayına girecek olursak tam olarak bir öykü kitabı değil. Aynı zamanda yazarın günlükleri; günlüklerin bazıları yaşanmış, bazıları ise yaşanmak üzere diyebiliriz. Yerli bilimkurgu edebiyatımızda, en azından benim çok örneğine yaklaşmadığım ufak bir detayı var Mehmet Canpolat’ın. Bütün öykülerde kahramanımız ta kendisi. Bu yüzden kitabı bitirdiğinizde artık Mehmet Canpolat’ı bir yazardan öte abi, kardeş ya da bir dost olarak görüyorsunuz. Çünkü hayatının birçok noktasına tanıklık ediyoruz.
SANAL VE GERÇEK ÇIKMAZI: GELECEKTEN GELEN GÜNLÜKLER
Gelecekten gelen günlükler ise biraz basit öyküler ama yazarın kendi parçaları keyif almanızı sağlıyor. İnanılmaz bir kitap diyemem ama okuduğunuzda keyif alacağınızı söyleyebilirim. Mehmet Canpolat kitabı şu sözlerle sunuyor: “Bu kitabın doğası da biraz günümüz insanı gibi: Birazı kurgu, birazı gerçek… Tamamı gerçeklikle yaşayan insanlar zannımca çoktan delirdiler.”
Dediğim gibi, güzel öyküler gibi güzel günlükleri de içeren kitabın birkaç yapıcı eleştiri yapmadan geçemeyeceğim. Birincisi, öykülerin sonu bir anda öğüt aşamasına geçiyor. Yazar, öyküyü bir kenara bırakıyor ve sayfaların arasında bize hayata dair öğütler veriyor. Bir öyküde başınıza geldiğinde Black Mirror etkisi gibi oluyor. Fakat sık sık karşınıza geldiğinde biraz yorucu diyebilirim. Evet, bilimkurgu bazen bir öyküden daha çok gelecekten bir tasavvur, bir ders veya bir uyarı verebilir ama bazen sadece bir öyküdür.
İkinci olarak, günlük mantığı çok hoşuma gitti. Yazar, kitabı bu şekilde sunsaydı eğer çok daha keyifli olabilir gibi geldi. Araya tamamen bir çizgi çekerek ayırması da iyi olabilirdi. Tabii ki belki editör veya yayınevi başka tavsiyeler vermiş olabilir; bu sadece benim kişisel fikrim. Bu durum kitapta, oradan buradan bir şeyler toplanıp birleştirilmiş havası yaratmış. Bence kitaptan birkaç iş çıkarılsa çok daha iyi bir bütünlük sağlanabilirdi.
Kitabın kapağı ise bambaşka bir konu. Belki bilenler vardır ama bilmeyenler için sanırım ülkemizdeki en iyi çizerlerden biri olan Ömer Tunç tarafından yapılmış. Bu da farklı bir çekim sağlıyor. Hatta yerli bilimkurgu edebiyatında nadir iyi örneklerden biri diyebilirim. Son zamanlarda bu kaliteye yakın dikkatimi çeken bir de Fihrist Yayınevi oldu. İyi kapaklar kitabı merak ettiriyor.
Tüm bunları kenara koyduğunuzda elinize alıp gün içerisinde bitirebileceğiniz, zaman zaman keyif alıp yazarın hayatına tanık olabileceğiniz bir eser ortaya koyuyor. “Sanal ve Gerçeklik Çıkmazı”, Mehmet Canpolat tarafından yazılmış ikinci kitap. İlk kitabı “Norad” ise uzun bir roman. Bu kısa öykü kitabı ister istemez roman için insanı biraz heyecanlandırıyor.
Yazarın kitaplarına buradan ulaşabilirsiniz.