Kitap İncelemeleri

Le Guin’den Bir Başyapıt: “Dünyaya Orman Denir”

2018 yılında aramızdan ayrılan, bilimkurgu ve fantastik edebiyatının en büyük ustalarından Ursula K. Le Guin’in meşhur Hain Döngüsü evreninde geçen unutulmaz kitaplardan biri, “Dünyaya Orman Denir.”

Kitabın arka kapak yazısında belirtildiği gibi kitap, birçok siyasi göndermeyle dolu. Emperyalizmi, bir bilimkurgu kurgusu içerisinde anlatmak konusunda oldukça başarılı Le Guin. Romanı okurken ABD’nin Vietnam Savaşını aklımızın bir köşesinde tutmak gerekiyor. Çünkü Vietnam’da gerçekleştirilen emperyalist işgalin ve yağmanın, ciddi bir eleştirisi mevcut.

Ancak “Dünyaya Orman Denir”i sadece bir Vietnam eleştirisi olarak görmek kitaba haksızlık olur. Vietnam etkileri göz ardı edilemese de Le Guin, genel olarak insanlığın işgal ve şiddet arzusunu gözler önüne seriyor.

Arzlıların, yani Dünyalıların “Yeni Tahiti” adı verdikleri, ancak yerlilerin “Athshe” dedikleri bir gezegende geçiyor olaylar. Yerlilerin dilinde Athshe, dünya anlamına geliyor. Kitabın başlığı da buradan geliyor. Dört yıl önce keşfedilen bu gezegen, yıpranmış Arzlılar tarafından bir koloni olarak görülüyor.

Baştan başa ormanlarla kaplı Athshe, çölleşmiş Arz’ın odun ihtiyacını karşılamak için birebir. Ancak ortada küçük bir sorun var: gezegende yaşayan, bir metre boyunda, yeşil yaratıkçıklar. Arzlılar, yerlileri “tembel, aptal ve hain” olarak görüyorlar. Tüm insanlar değilse bile, kitabın kahramanlarından biri olan Yüzbaşı Davidson, bu şekilde düşünüyor.

Gezegendeki Arzlı askerler tarafından köleleştirilen, öldürülen ve aşağılanan yerlilerin sadece ok ve yayları vardır. Dövüşemeyecekleri, savaşamayacakları ve öldüremeyecekleri konusunda Arzlılar hemfikirdir. Ancak bir gün her şey değişir: Yüzbaşı Davidson’ın yaşadığı Smith Kampı- ki bu kamptaki Arzlılar gezegendeki diğerleri gibi ormanları yok etmekte ve yerlileri köleleştirmektedir- yerliler tarafından basılır ve kamp yıkılıp Arzlılar öldürülür.

Baskın yapan yerlilerin başında, eski bir köle olan yerli Selver vardır. Selver’in karısı Yüzbaşı Davidson tarafından tecavüz edilip öldürülmüştür. Eşinin ve yerlilerin intikamını almıştır Selver. İşgalci Arzlılara ciddi bir şok yaşatmış ve önemli bir mesaj vermiştir.

Selver karakteriyle Athshe ve yerlileri daha yakından tanıma şansına erişir okur. “Kırk Ülkeler” olarak adlandırılan Athshe, “düşgörme” özelliği olan boylar şeklinde yaşayan uysal, barışçıl yerlilerle doludur. Ancak Arzlıların gelmesiyle gezegen ve yerliler, bir cehennemi yaşamaya başlamıştır. Yeni Tanrı olarak adlandırılan Selver’in fikirleri nettir. Arzlıların gezegenden kökünün kazılması gerekir, yoksa kendi kökleri kazılacaktır.

Kitapta yer alan bir diğer Arzlı karakter Yüzbaşı Lyubov, insanlığın iyi tarafını temsil eder. Yüzbaşı Davidson’ın aksine yerlileri küçümsemez, onları bir yaratık olarak görmez ve Arzlıların yaptığının haksızlık olduğunu düşünür. Ayrıca Selver bir köleyken, Lyubov’un hizmetinde çalışmıştır. İkisi arasında bir efendi-köle ilişkisi olmamıştır. İki farklı uygarlıktan, iki arkadaş olmuşlardır. Birbirlerinin dilini, kültürlerini öğrenmişlerdir.

Lyubov’un bir diğer özelliği ise gezegeni işgal eden Arzlıların yaptıklarına muhalefet etmesi ve bunu engellemek için elinden geleni yapmasıdır. Arzlıların ne yaptığını şöyle dile getirir: “Öldürdük, tecavüz ettik, ayırdık ve yerli insanları köleleştirdik, köylerini yok ettik ve ormanlarını kesip mahvettik.”

Smith Kampı Baskınından sonra, Arz’daki Koloni Yönetim Bürosundan emirler gelir: Yerliler köle olarak kullanılmayacaktır, ufak silahlar dışında ağır silahların kullanılması yasaklanmıştır, intikam için misillemeler yapılmayacaktır ve gezegenin koloni olarak durumu gözden geçirilecektir.

Selver bu sırada yerlileri örgütleyecek ve tekrar harekete geçecektir. Yeni Tanrı olarak halkını özgürlüğe kavuşturmak için. Kitabın sonundan bahsetmemek için burada yazıma son veriyorum. Fakat etkileyici bir sonu olduğunu söyleyebilirim.

“Dünyaya Orman Denir” kitabıyla Ursula K. Le Guin, emperyalizmi, işgalciliği, ırkçılığı ve sonu gelmez şiddeti başarılı bir şekilde yine ele almayı bilmiş. Hem de kusursuz bir bilimkurgu evreninde.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20

Ruhşen Doğan Nar

1988, İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Mütercim-Tercümanlık okudu. İngilizce öğretmenliği yapmakta. 2016 Şerzan Kurt Öykü Yarışmasında Türkçe öykü dalında ödüle layık görüldü. Bilimkurgu öykülerinden oluşan ilk kitabı "İçimdeki Robot", Yitik Ülke Yayınları'ndan 2019 yılında çıktı. "İçimdeki Robot", Kayıp Rıhtım Okur Anketi'nde "Yılın En İyi Yerli Spekülatif Öykü Kitabı" kategorisinde ikinci olmayı başardı. İkinci öykü kitabı "Bir Gün Mutlaka Delireceğim" 2020'de okurlarla buluştu. İthaki Yayınları’nın “Yeryüzü Müzesi” ve Yitik Ülke Yayınları’nın “Mutsuz Aşk Vardır” derlemelerinde öyküleriyle yer aldı. "Uyan!" adlı bilimkurgu fankiti, Fanzin Apartmanı tarafından basıldı. Bilimkurgu Kulübü ve Fanzin Apartmanı'nda yazılar kaleme almaktadır. Çeşitli dergi ve fanzinlerde öyküleri yayımlanmaktadır.