Rossum’un Üniversal Robotları – R.U.R Çizgi Romanı
Bilimkurgu’da günümüzün ve hemen hemen son 50 yılın en önemli konusu robotlar ve yapay zekâlar. Tabii ki oldu olası robotlar oldukça önemli bir durumdaydı ama yer yer uzaya gitmek daha önemliydi. Peki, bilimkurguya, hatta bir bakıma dünyaya, yön veren bu robot kelimesi nereden doğdu? Cevap Rossum’un Üniversal Robotları isimli bir tiyatro oyununda.
Bilimsel olarak tarihi oldukça eski fakat isim olarak tüm bu mekanik cihazları tanımlayan ilk kişi Karel Čapek isimli bir yazardı.
“Modern Çek Edebiyatının kurucularından Karel Čapek, R.U.R. isimli bilimkurgu tiyatro oyununu 1920’de yazdı. 25 Ocak 1921’deki ilk sahnelenişinden itibaren kitleleri hem dehşete düşürdü hem de büyüledi. Öyle ki, 1923’e gelindiğinde oyun 30 dile çevrilmişti. I. Dünya Savaşı’nın dehşetinin dönüştürdüğü bir dünyada gelmekte olana dair bir kehanetti: Atların yerini mekanize araçların, tüfeğin yerini otomatik silahların aldığı bir savaşın ardından ilerlemenin durdurak bilmeyen hareketini mantıki sonucuna götürüyor Rossum’un Üniversal Robotları.
Dünyaya “Robot” kelimesini hediye eden Čapek’in bu eseri insanlığın kendi elleriyle yarattığı makinelerin elinde son bulduğu bir yok oluş tasavvuru sunuyor.”
Robot kelime anlamı olarak işçi anlamına geliyor. Yani amaç insanın yerini alabilecek en ucuz işçiyi yaratmak. 1920’den günümüze mükemmel bir bakış açısı.
“Hangi işçi en iyisidir?”
“Sadık olan mı dürüst olan mı?”
“Hayır! En ucuz olan”
“İhtiyacı en az olan”
Çizgi Roman Olarak Rossum’un Üniversal Robotları
R.U.R bilimkurgu tarihinin en önemli ürünlerinden biri olarak gösterebiliriz. Hem 1. Dünya Savaşının bilimkurgu öğelerinin üzerinde etkilerini hem de insanların bakış açılarını oldukça net görebiliyoruz.
R.U.R’u ilk olarak tiyatro metni olarak okumuştum ve tabii ki etkilenmiştim fakat geçtiğimiz günler elime geçen bu çizgi roman beni benden aldı diyebilirim.
Özgün çizgiler, Karel Čapek’in sözleriyle birleşince ortaya inanılmaz bir şaheser çıkmış. Kullanılan çizgiler belki daha realist olsa bu kadar etkileyici olmazdı.
Hikâye içerisinde en çok dikkatimi çeken karakter Helena Glory. Karakterimiz başlarda robotları kurtarmak için fabrikaya gelse de kısa süre içerisinde kayboluyor. Silikleşiyor. Aslında hep öyle bir karakter diyebiliriz. Aslında Helena kendince ufak bir macera düşlerken oraya tutsak kalıyor. Karakteri özetleyen şahane bir sahneyi paylaşayım sizlerle.
Şöyle bir sahne var ki atlayamam. Robotlar isyan edip insanların etrafını sardığında. Çizer Kateřina Čupová hem R.U.R’un tiyatro sahnelerine bir atıf yapıyor hem de tüm dönen muhabbeti tanık olan robotları biraz daha anlamlaştırıyor. Seyircilerin tamamı robotlardan oluştuğu bir tiyatro sahnesi:
Sanırım son zamanlarda okurken en çok keyif aldığım işlerden biri oldu. Her bir sayfayı birkaç kez gözdem geçirdim, okudum. Telemak Kitap baskı kalitesinde oldukça sağlam bir iş çıkarmış. Umarım böyle eserler ortaya koymaya devam ederler. Bizler de severek okuruz. Kitaba şuradan ulaşabilirsiniz.