Bilim & Teknoloji

Geleceğin Yapay İnsan Türleri – 3

Yarı İnsan Yarı Hayvan Yapay Canlılar; Kimeralar

Gelecekte hem insan hem de hayvan geni taşıyan yapay insan türleri ortaya çıkabilir mi? Kimera adı verilen bu canlıları “insan” olarak tanımlamak mümkün mü? Gelecekte kimeralardan oluşan yapay insan toplulukları ortaya çıkar mı? Çıkarsa sonuçları ne olabilir?

İspanya’da bulunan Murcia Katolik Üniversitesi’nden (UCAM) araştırmacılar 2019 yılında Çin’deki bir laboratuvarda ilk insan-maymun kimerasını yarattılar. Aynı ekip 2017 yılında ilk insan-domuz kimerasını yaratmıştı.

Genetik biliminde kimera, farklı canlılara ait genlerin birleştirilmesiyle ortaya çıkan yeni canlıya deniliyor. Aslen Kimera (Chimera) Yunan mitolojisinde tek bir vücutta çeşitli canlıların kimi uzuvlarına sahip, ağzından ateş püskürten bir yaratık. Genellikle yaratığın bir başı aslan, bir başı keçi, gövdesi aslan ve kuyruğu yılan olarak tasvir edilir. Buradan esinlenilerek laboratuvarda üretilen bu canlılara da kimera deniliyor.

Kimeralarla Ne Amaçlanıyor?

İspanyol araştırmacıların asıl amacı yeni bir yapay insan türü yaratmak değil, onların amacı insanların organ nakli ihitiyaçlarını karşılayabilmek için laboratuvarda üretilen ve insan organlarına sahip kimeraları donör olarak kullanmak.

Ekip bunu yapabilmek için insan kök hücresini maymun embriyosuna enjekte etti. Daha sonra deneyler embriyo doğacak kadar büyümeden önce durduruldu.

Çalışmayı yapan İspanyol bilim insanları kendi ülkelerindeki bu tür yöntemlere karşı yasakları aşmak için deneyi Çin’de gerçekleştirdiklerini söylediler. Bilim insanlarına göre insan-maymun kimerası vakti gelince doğabilecek potansiyele sahipti.

Endişelerini dile getiren Barselona Rejeneratif Tıp Merkezi’nden Angel Raya iki farklı türün hücrelerini bulunduran canlılarla denemeler yapmanın “etik engellerle” karşılaştığını söyledi.

Raya, İspanyol gazetesi El Pais’e şöyle konuştu:
“Eğer kök hücreler kaçar ve hayvanın beyninde insan sinir hücreleri yaratırsa ne olurdu? Bir bilince sahip olur muydu? Ya da eğer bu kök hücreler sperm hücrelerine dönüşürse ne olacak?”

Ancak projede çalışan Murcia Katolik Üniversitesi’nden (UCAM) Estrella Nunez’e göre yerleştirdikleri mekanizma sayesinde eğer insan hücreleri beyne taşınırsa kendilerini yok ettiğini söylüyor.

Bununla birlikte Nunez araştırmaların çok maliyetli olduğunu vurgulamaya çalışırken insan-maymun kimerası çalışmasından önce insan-domuz, insan-sıçan kimereları için de çalışma yaptıklarını anlatıyor.

Kimera çalışmalarında şayet izin verilerse 14. günden sonra embriyoda insan sinir sistemi gelişmeye başlıyor. Bunun için deneylerde 14. gün dolmadan kimeralar öldürülüyor.

Japonya da Kimera Üretmeye Başladı.

Diğer yandan Japonya da hükümetin tartışmalı kök hücre araştırmasını kabul etmesinin ardından embriyo formunda insan-hayvan melezleri geliştirecek.

İnsan hücreleri sıçan ve fare embriyolarında büyüyecek, ardından Tokyo Üniversitesi’nde yapılacak deneylerin bir parçası olarak taşıyıcı bir hayvana yerleştirilecek.

Çalışmaları destekleyenler, genetikçi Hiromitsu Nakauchi’nin yönettiği çalışmanın nihayetinde ihtiyacı olan insanlara nakledilebilecek organ geliştirmeye götürecek hayati bir adım olabileceğini söylüyorlar.

Çalışmaya karşı çıkanlar ise, insan hücrelerinin hedeflenen organ üretiminin ötesinde, hayvan vücudunun diğer bölgelerine geçerek etkin bir şekilde yarı hayvan, yarı insan bir yaratık oluşmasından endişe ediyor.

Bu gerekçeyle yakın zamana kadar, böyle uzun süreli deneyler tüm dünyada etkili biçimde yasaklandı ya da finanse edilmedi.

Japonya’da da bilim insanlarının 14 günlük büyüme sürecinin ötesine geçmesi yasaktı. Ancak bu yasalar ülkenin eğitim ve bilim bakanının bu tip çalışmaların gündeme getirilebileceğini söyleyerek yeni yönergeler yayımlamasının ardından Mart 2019’da gevşetildi.

Şimdi yeni çerçeve altında Dr. Nakauchi’nin deney başvurusu kabul edilen ilk örnek niteliğinde.

Kimeraların Ortaya Çıkmasının Ne Gibi Etkileri Olabilir?

Kimera çalışmaları bize Herbert George Wells‘in 1896 yılında yayınlanan bilimkurgu romanı Dr. Moreau’nun Adası (The Island Of Doctor Moreau) ve bu romandan uyarlanarak 1977 ve 1996’da çekilen filmleri hatırlatıyor.

The Island Of Doctor Moreau 1977

Bu romanda Pasifik Okyanusu’nda ıssız bir adada hayvanlar üzerinde deneyler yaparak yarı insan yarı hayvan canlılar üreten Dr. Moreau adında bir karakter yer alıyor. Bu romanın çok sürükleyici ve etkileyici olmasının yanında yapılan deneylerin ne kadar korkunç sonuçlar doğurabileceği de vurgulanıyor.

Tüm diğer bilimsel çalışmalarda olduğu gibi bu çalışmalarda da temelde insanların iyiliği ve çıkarları gözetilmek isteniyor. Tüm riskli çalışmalarda olduğu gibi en büyük korkular çalışmaların kontrolden çıkması ya da amacı dışında farklı işler için kullanılması.

İnsan-hayvan kimerası yaratmak her ne kadar organ nakilleri için yapılmak isteniyorsa da sonuçta insanlara yapay insanlar üretmek için tecrübeler ve çeşitli yenetekler kazandıracağı muhakkak. Birileri yaşayan ve çoğalabilen kimeralar yapabilir.

Her ne kadar etik tartışmalar çalışmaları sınırlasa da, Çin örneğinde olduğu gibi etik kurallar ya da sınırlamalar ülkeden ülkeye toplumdan topluma değişecektir. Birisi karşı çıkarken diğeri yapabilecektir.

Bir çok distopik senaryoda laboratuvarda üretilmiş ve kontrolden çıktıkları için dünyaya yayılmış ucube karakterleri görürüz. Dün kurgu, fantazi olarak gördüğümüz pek çok şeyin günümüzde gerçekleştiğini görebiliyoruz. Bu neden olmasın?

Çalışanların ihmali, savaş ya da bir afet sonucunda Çin’deki bir laboratuvarda gelişmekte olan bir kimeranın 14. gününü geçirmeyeceğini kim nasıl garanti edebilir?

Laboratuvarda kendi haline bırakılmış bir embriyonun gelişip olgunlaşması, daha sonra hayatını sürdürebilmesi çok düşük bir ihtimal olabilir. Ancak bilinçli olarak insan kimerası yaratılırsa ve gelişmesine izin verilirse o zaman ne olacak?

Burada yasalar ve etik kurallar mecburen değişim geçirebilir. Bir kimeranın ne kadar insan olduğuna karar verildikten sonra ona bazı hakların verilip verilmemesine de karar verecek şekilde yasalar değişebilir.

Günümüzde insanların ve hayvanların hakları ülkeden ülkeye değişiyor. Bir şempanze insansı davranışlar gösterdiği halde hiçbir yerde insan haklarına sahip değil. Bir meta olarak değerlendiriliyor. Ancak insanla şempanze arasındaki bir skalada bulunan bir kimera için yeni yasalara yeni yaklaşımlara ihtiyaç olabilir.

Örneğin bir kimera fiziksel olarak insanlardan kısmen farklı olsa da, insanlar gibi konuşup, vücudunu giysilerle kapatmak isterse belki de yeni bir yapay insan türü ortaya çıkmış olacak.

Kuşkusuz buna karar verebilecek bazı kurumlara ihtiyaç olacaktır. Böyle bir şeyin olma ihtimali gelecekte çok karışık yasal ve etik sorunlara yol açacaktır. Gelecekte sağlam temellere oturmuş yeni bir ırkçılık türü ortaya çıkabilir.

Bu anlamda kontrolden çıkmış bir dünyada çoğalıp yayılabilen çeşitli kimeraların oluşturduğu farklı topluluklar doğal insanlar için farklı sorunlar ortaya çıkarabilirler. Kimeralar ve insanlar arasında savaşlar ve çatışmalar olabilir.

Mükemmel insan geni oluşturmak ya da yapay gen transferi ile insan vücudunda yapılmak istenen olumlu maniplasyonlardan farklı olarak yarı insan yarı hayvan olan kimeraların insan toplumları üzerindeki etkileri çoğunlukla olumsuz olabilir.

Biraz hayal gücümüzü zorladığımızda tartışmalı ve göreceli olmakla birlikte kimeraların ilginç etkileri de olabilir. Örneğin sizinle sohbet edebilen bir evcil hayvanınız olabilir. Tabi insansı davranışlar sergileyen bir kedi sahibi olmayı isterseniz.

Bu kuşkusuz, insanlar dışındaki diğer canlıları özgürce sahiplenip, kullanıp üretebilen ve beslenmek ya da diğer sebeplerle özgürce öldürmeye alışmış biz insanlar için kendi ellerimizle yarattığımız insansı hayvanlarla yaşamaya çalışmak hazmedilmesi çok zor bir durum olabilir.

Ancak ticari açıdan bakıldığında insansı özelliklere sahip hayvanlar özellikle eğlence, moda ve sanat alanlarında yeni türde ürünler ortaya çıkarabilir. Konuşan papağanları geçin, artık sizinle sohbet eden bir dert ortağı evcil hayvan hayal edin. Evinde kedilerle ve köpeklerle insanlardan uzak bir hayat yaşamaya çalışan insanlar bu sayede bir üst seviyeye geçebilirler.

Öte yandan kanatları olan insansı canlılar denenebilir. Keskin gözleri, hızlı koşan bacakları, biyolüminesans özelliği olan yapay insan türleri istenebilir. (Biyolüminesans: kendi ışığını üretebilen ateş böceği, bazı deniz canlıları ve yakamoza sebep olan Noctiluca Milliaris, Noctiluca scintillans gibi tek hücerlilerdeki biyolojik özelliktir.)

Şimdi yadırgıyor olabiliriz ama gelecekte bu canlılar bazı insanların günlük yaşantılarında sıradan hale gelebilir. Yasaklanırsa bile fırsat ve imkan bulduğunda birileri bunları deneyebilir. Dr. Moreau’nun ıssız bir adada yaptığı gibi bu gezegende değil de başka gezegende birileri laboratuvarda insansı kimeralar üretebilir.

Solda biyolüminesans özelliğe sahip medüzler (denizanaları), sağda sahilde yakamoza sebep olan planktonlar.

Kaynak -1

Kaynak – 2

Kaynak – 3

Kaynak – 4

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20
Özkan Bavlı

Özkan Bavlı

Su ürünleri mühendisi, yazılımcı, tasarımcı, fütürist, yazar. Bilim ve teknolojiyi takip ederim, geleceğin dünyasını hayal etmeye çalışırım.

Bir cevap yazın