Röportaj

Sabit Sorular (3): Orkun Uçar

Sabit Sorular, Lagari Bilimkurgu’nun minimalist bir söyleşi projesidir. Sorular kısa ve doğrudandır. Tüm sorular bilimkurgu bağlamında cevaplandırılmalıdır. Memleketimizde bilimkurgu için emek veren insanları tanıma ve tanıtma amacını taşımaktadır.

            Ruhşen Doğan Nar

1) Kimsin?

Bu soruya felsefi bir açıdan cevap vermediğim için mutluyum.

Ben Orkun Uçar. Yazarım. 1 Haziran 1969 Gölcük-Kocaeli doğumluyum. On beş yıl medyada çalıştım. Profesyonel yazar olmaya da 30 yaşında karar verdim. Geç yaşta başladığım kariyerimden memnunum. Onu aşkın fantastik, bilimkurgu, aksiyon romanım var.

2) Neden bilimkurgu?

Çocukluğumdan beri bilimkurgu seviyorum. İlk olarak Milliyet Çocuk ve Tercüman Çocuk dergilerinde tanıştım. Daha sonra Mandrake, Kızılmaske, Zagor, Mister No gibi çizgiromanlarda bilimkurgu içerikli maceraları sevdim. Tek kanallı, siyah beyaz TRT’de Uzay Yolu, Uzay 1999, Logan’ın Kaçışı, Savaş Yıldızı Galaktika gibi dizilerle aşkım depreşti. Yıllarca bilimkurgu ne bulduysam okudum.

Neden sevdiğimi ise yıllar sonra cevap buldum… İddialı olacak ama bilimkurgu üç boyutlu yaşadığımız hayatı daha çok boyutlu kılar, zaman yolculuğu sağlar. Ama ben bilimkurguyu kendi hayatımı daha farklı açılardan deneyimleyip, zengin yaşamak için okuyorum.

Mesela duş alırken bir çöl gezegeninde yaşadığınızı, sıcak bir çorba içerken buzul dünyayı, et yerken post-apokaliptik bir dünyayı hayal ederseniz değerini daha iyi anlarsınız.

Bir bardak çayın bile en büyük zorluklarla bulunabildiği nice gerçeklik var.

Sadece fiziksel şeyler değil. Mesela özgürce yazmak, okumak, dışarı çıkabilmek… Bunların lüks olduğu nice distopik kurguyu yaşayabilirsiniz.

Isaac Asimov romanları bambaşka düşünüş tarzları ile aydınlanmamı sağladı. Bir örnek vereyim. Vakıf romanında Terminus gezegeni daha güçlü bir krallık tarafından işgal edildiğinde aklımdaki tek şey savaş ve direnişti çünkü bize okutulan tarih bunu öğretiyordu ama Salvor Hardin tek bir kurşun atmadan, aklı kullanarak onlardan kurtulmuştu.

O zaman aklın ve stratejinin ordulardan, silahlardan güçlü olduğunu anlamıştım. Sorun varsa aklınla çözmen en iyisiydi. Hayatım boyunca da bunu uygulamadım.

3) Ne yaptın?

Bu soruya edebi kariyerim açısından cevap vermek en iyisi. Üniversiteye başladığım yıl ilk öykümü yazmıştım ama medyada çalıştığım için kendimi çok fazla geliştiremedim. 1994 yılında yazar olamayacağıma karar verip pes ettim. Beş yıl hiçbir şey yazmadım. 1999 yılında Metin Demirhan’ın çıkardığı Nostromo bilimkurgu dergisinin öykü yarışmasının ödülü olan H.R. Giger desenli saati kazanmak için iki öykü yazarak dönüş yaptım ve kazandım. 2000 yılında ise ekonomik kriz nedeniyle işsiz kalınca o birinciliğin verdiği güvenle profesyonel yazar olmaya kesin karar verdim.

İnternette kurduğum Xasiork adlı amatör sitede ilk başta benim öykülerim vardı ama zamanla başka yazarların katılımıyla bir edebiyat oluşumuna dönüştü. Bünyesinden yazarlar, çevirmenler ve editörler çıktı.

2002 yılında ilk kitabım Kızıl Vaiz, ardından Kara Gezgin çıktı ama patlamayı 2004 yılında çıkan bir yazarla ortak yazdığım Metal Fırtına yaptı.

Metal Fırtına edebi açıdan çok eleştiri almıştı ama 2006 yılında TBD Bilimkurgu öykü yarışmasına katılıp bir birincilik daha aldım.

Sonrasında bilimkurgu ve fantastik kurgu türlerinde romanlarla kariyerim devam etti.

4) Ne yapacaksın?

Sadece ve sadece yazmayı düşünüyorum. Ölümüme kadar da böyle olacak. İlk hedefim Asi ve Sin’in devamı Asa’yı yazarak Habis Üçlemesini tamamlamak. Habis Üçlemesi Derzulya kurgu evrenimdeki ilk üçleme.

Bunlar dışında elliye aşkın roman fikrim var. Bazılarını orkunucar.blogspot.com adresinde okurlara hızlı ve günlük olarak yazıyorum.

5) Ne okuyalım ve izleyelim?

Türk yazarların fantastik ve bilimkurgu romanlarının hepsini okuyalım. Bu çok önemli, zira bilimkurgu edebiyatı olmayan bir miller gelecekte var olamaz. Sadece destek için değil. Bunca zamandır Türk yazarların kendilerine geliştirmelerine çok zaman ayırdım, biliyorum ki çok büyük yetenekler var.

Yabancı olarak da elbette Asimov ve Stephen King ustaları, Clive Barker ve William Gibson’u tavsiye ederim.

Dizi olarak Westworld çok iyi. Asimov’un Foundation serisine de kavuşacağız. Onu da kaçırmayın derim.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20

Ruhşen Doğan Nar

1988, İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Mütercim-Tercümanlık okudu. İngilizce öğretmenliği yapmakta. 2016 Şerzan Kurt Öykü Yarışmasında Türkçe öykü dalında ödüle layık görüldü. Bilimkurgu öykülerinden oluşan ilk kitabı "İçimdeki Robot", Yitik Ülke Yayınları'ndan 2019 yılında çıktı. "İçimdeki Robot", Kayıp Rıhtım Okur Anketi'nde "Yılın En İyi Yerli Spekülatif Öykü Kitabı" kategorisinde ikinci olmayı başardı. İkinci öykü kitabı "Bir Gün Mutlaka Delireceğim" 2020'de okurlarla buluştu. İthaki Yayınları’nın “Yeryüzü Müzesi” ve Yitik Ülke Yayınları’nın “Mutsuz Aşk Vardır” derlemelerinde öyküleriyle yer aldı. "Uyan!" adlı bilimkurgu fankiti, Fanzin Apartmanı tarafından basıldı. Bilimkurgu Kulübü ve Fanzin Apartmanı'nda yazılar kaleme almaktadır. Çeşitli dergi ve fanzinlerde öyküleri yayımlanmaktadır.