HEROMAN: Bir Milenyum Kahramanı

Geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrılan çizgi roman yazarı Stan Lee, yalnızca sevdiğimiz karakterlerin yaratıcısı değil, aynı zamanda bir ikon ve modern süper kahraman konseptinin mucidiydi. Çünkü o, kendisinden önce kostüm ve süper güçlerden ibaret olan süper kahramanlara karakter, kişilik ve ruh verdi. Stan Lee’nin son yıllarında yarattığı Heroman, süper kahraman konseptini tam anlamıyla günümüze taşıyor.

2009-2010 yıllarında manga ve anime olarak eş zamanlı yayınlanan Heroman, yaratıcısının tanımıyla “21. yüzyıl için yeni bir kahraman”. Günümüzün fütürizmi ve bilimkurgu hayranlığı ile 2010’lar pozitifliği, serinin genel havasını oluşturan en önemli unsurlar. Ayrıca Stan Lee, nasıl altmışlarda yarattığı karakterler için o zamanın popüler mecrası çizgi romanları tercih ettiyse, yeni kahramanı için de manga ve anime medyumunu tercih etmiş. Bu, yalnızca hikayenin hangi ortamda yayınlanacağıyla ilgili bir tercih değil. Heroman hikayesiyle, karakterleriyle, kötü adamlarıyla tam bir klasik shounen. Dragon Ball, One Piece ve Naruto gibi serileri düşünürseniz neden bahsettiğimi anlayacaksınız.

Karakterlerin güçleri, uzaylı, robot ve düşman tasarımları, kelimenin tam anlamıyla “Japon kültürü!” diye bağırıyor. Yalnızca animelerden değil, Tokusatsu denilen ve özel efekt kullanımıyla karakterize edilen Japon sinema türünden de esinlenilmiş. Batıdaki Transfomers (mecha), Power Rangers (süper kahraman) ve Godzilla (Kaiju) gibi seriler bu türün uyarlamalarıdır.

Yine de Heroman, süper kahraman hikayelerinin temelinde bulunan %100 Amerikan havasından ödün vermemiş. Animenin geçtiği mekanın tam manasıyla Amerikan rüyasından fırlamış olmasının yanında ana karakterin hafif ezik ama zeki tavırları, aşık olduğu ponpon kız ve kızın kabadayı ağabeyi bunu sağlayan en önemli etkenler. Bunun dışında, gerçekten, her an bir yerlerden bayrak sallayan tipler fırlayıp 4 Temmuz kutlaması yapacak gibi duruyor. Kısaca Heroman, Amerikan klişeleriyle Japon klişelerinin crossoverı ve hafif bir parodisi gibi. Aslında bu kötü bir şey değil. Dünya, Soğuk Savaş’tan beri Amerikan popüler kültürüne boğulduğu için, mevzubahis unsurlar nostaljik ve eğlenceli bir hava yaratıyor.

Karakterlerin eğlenceli ve sempatik olması, animenin en güçlü yönü. Kahramanlarımızı seviyor, onlarla bağ kuruyor ve yalnızca savaşta değil, gündelik hayatlarında da mutlu ve başarılı olmalarını istiyorsunuz. Duygusal sahnelerde duygulanıyor, aksiyon sırasında karakterlerle birlikte heyecanlanıyor ve her zaferde mutlu oluyoruz. Bu, belki de herhangi bir kurgu ürününün yakalayabileceği en büyük başarı. Zaten Stan Lee’nin çizgi romanlarını böylesine başarılı ve çağdaşlarından farklı kılan da karakterleri yazmadaki yeteneğidir.

Pek çok başarılı animenin arkasındaki Bones Stüdyosu sayesinde, kaliteli müzik, animasyon ve seslendirmeler de seyir zevkini arttırıyor. Manga, Tamon Ohta tarafından çizilmiş ve Monthly Shōnen Gangan dergisinde yayınlanmış. 26 bölümlük anime ise Hitoshi Nanba tarafından yönetilmiş. Sonuç olarak Heroman, konusu, arkasına koca bir (hatta iki) kültürü alması, mizahı, aksiyonu ve hepsinden önemlisi karakterleriyle izlediğiniz zamana değecek kadar güzel, eğlenceli ve başarılı bir anime. İyi seyirler.