Dizi-HaberDizi-İncelemeGenel

Black Mirror 6. Sezon Geldi

Black Mirror 6. Sezon geçtiğimiz günlerde tanıtıldı ve 15 haziranda Netflix tarafından yayımlandı. Black Mirror sanırım çoğu bilimkurgu severin ötesinde artık tüm dünyanın beklediği nadide işlerden biri oldu.

Charlie Brooker 6. Sezonda önceki bölümleri yıkıp yeniden Black Mirror’ı inşa ettiklerini söylese de ben buna katılmıyorum. Söylediği bir sözü tutmuş gerçi. Verdiği bir röportajda “şu uygulama kötü ya da şu teknoloji bizi mahvedecek” söylemleri dışında daha insana dair daha psikolojik konulardan bahsetmişler.

Black Mirror 6. Sezon güzel bir hafta sonu etkinliği olabilir ama eskisi gibi üzerine saatlerce konuşacağınız bir dizi olmayabilir. 5 Bölüm olarak yayınlanan dizi her şeye rağmen izlenmeye değer.

Streamberry Sunar: Joan is Awful

Sanırım aralarındaki en iyi bölüm diyebilirim. Hikaye içerisinde oldukça açıklar var ama fikir ve işleniş güzeldi. Bir de büyük oyuncularla anlaşan Black Mirror ne kadar büyük bir dizi olduğunu göstermiş. Bölümde kuantum bilgisayar olayı o kadar üstünkörü işlenmiş ki sanki öylesine yazılmış bir bilimkurgu öyküsü okuyor gibi oluyorsunuz. “Hani kahraman çok hızlı koşuyor, nasıl oldu bu? Diye sorarsınız ve cevabı şimşek çarptı.” demek gibi kalmış.

İnsanın kendine tanık olması çoğu zaman zor olandır ve Joan is Awful tam olarak bu zorluğu ele alıyor. Sözleşme açığı gibi eğlenceli bir fikir ile çıkan hikaye iyi oyunculuklar ile keyifli hale gelmiş. Salma Hayek’in abartılı aksanı biraz yoruyor ve son sahnede Annie Murphy neden öyle anlamadım. Spoiler etrafında geziyorum ama spoiler vermiyorum. Merak etmeyin.

Çekmek İstemeyeceğiniz Bir Belgesel: Loch Henry

Black Mirror 6. Sezon için verdiği sözü sanırım buralarda tutuyor. İskoç aksanı sizi öldürmek üzereyken bölüm bitiyor bu arada, bu güzel haberi vermek istedim. İlk merak ettiğim şey baş karakterlerden biri olan Pia’nın (Myha’la Herrold) neden kaşları olmadığı. Araştırdım fotoğraflarında da kaşları bir var bir yok. İskoçya’nın sakin hatta ölü bir kasabasında ilgi çekici bir hikaye çıkmış ortaya. Yakın zamanda bir film izlemiştim orada “Anne ve babamızın gizli bir hayatı olmasa onlara ebeveyn diyemezdik” diye bir replik vardı. Bu replik bu bölüme cuk oturmaktan öte sanki spoiler gibi oldu.

2. bölüm için gayet iyiydi. Sizi sonraki bölüme gerçekten hazırlıyor. Heyecan ve drama artarak devam edecek gibi hissediyorsunuz. Öyle de oluyor.

Ay Zalim Bir Sevgilidir: Beyond The Sea

Aaron Paul abimizi özleyenler burada bol bol hasret giderebilir. 5 bölüm arasındaki altın vuruş tam olarak bu bölümde. En azından benim için. Hikayenin akıcılığı zaman zaman boşa uzamış hissi verse bile bölüm oldukça güzeldi. Karakterler ve oyunculuklar kesinlikle konuşulmaya değerdi.

Uzayın derinliklerinde 6 yıl boyunca sürecek bir görevde hem çalışıp hem de ailenizin yanında olabilme şansı sanırım herkesi cezbeder. Fakat yine de gerçekten dünyada olmadığınızı bildiğiniz o çaresizlik anı sizi öldürebilir. Ya da istemediğiniz sonuçlara gidecek bir psikolojiye girebilirsiniz. Beyond The Sea tam olarak bu. Uzun dünya dışı görevlerde astronotların mental sağlıkları en önemli konulardan biridir. Black Mirror tam olarak bu konuyu alıp enine boyuna ve olabilecek en kötü senaryolardan birini düşünerek incelemiş. Charlie Brooker tam olarak bu anlar için ünlü oldu diyebiliriz. 6 yıllık iki kişilik bir görevde yanınızdaki adama babanızdan bile daha çok güvenmeniz gerekir. Bu bölüm bu güveni sarsıyor. İnsanlara güvenmek çağımızın hala en büyük sorunu. Hikayenin sonunda izlerken hepinizin kafasında alternatif sonlar canlanmıştır. Fakat ortaya çıkan son benim en düşük ihtimal verdiğim son oldu. Bu durumda hoşuma gitti açıkçası.

Herkesin Önünde Bir Hayat: Mazey Day

Paparazzilerin Hollywood ünlülerinin fotoğrafını çekmek için helikopter kiraladıklarını belki daha önce bir yerlerde görmüşsünüzdür. Bu bölümde paparazziler yine bir ünlünün peşinde. İşin güzel yanı bölüm sonunda biz o sonu görmesek bile hepsi ünlü oluyor diyebilirim.

Çok da üstüne konuşulması gereken bir bölüm değildi. Bilimkurgudan daha çok drama ve fantastik konulara kayan bir Black Mirror’ı bu bölümle daha net görüyoruz.

Bir İblis ve Üç Dilek: Demon 79

Kapınıza bir iblis gelse ablacım benim için 3 kişi öldürür müsün diye sorsa cevabınız ne olurdu? Bu kadar fantastik bir olayın içinde çekiçle adam öldürmeye çalışan 150 santim bir Hintli ablamızı izlemek yer yer acı veriyor. Koca bir iblis var her şey olabiliyor ve siz çekiçle adam öldürüyorsunuz. Nerden baksanız Lucifer bütçe kısmış sanırım diyorsunuz.

Dizi de bir şeyler anlatmaya çalışan nadir bölümlerden biri Demon 79. Şuna değinmeden geçmek istemiyorum. İngiliz aksanının, çekiçle adam öldürmekten daha çok yorduğunu itiraf etmem gerekiyor. Konumuza geri dönecek olursak İngilizlerin farklı ten renge sahip insanlarla ile sokakta karşılaşıp korkmamaya başladığı dönemi anlatıyor. Hintli ablamız tüm bunların ortasında kalmış her gün birini öldürmemek için kendini tutmaya çalışan biri aslında ve bir gün kendini tutmaması gerektiğine ikna oluyor. Hatta dünyanın iyiliği için birilerini öldürmek zorunda kalıyor.

5 Bölümün içerisinde en keyifli bölüm Demon 79 diyemem sanırım ama gayet güzeldi.

Uzun bekleyişin ardından gelen Black Mirror 6. Sezon biraz özlem gidermemizi sağlıyor. Kendi tarzından benzer örnekler çoğalmış olsa bile Black Mirror hala zirveye oynamaya devam ediyor. Bakalım başka hangi hikayeleri göreceğiz. 7. Sezon için şimdiden sabırsızlanıyorum.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20
Mehmet Fatih Balkı

Mehmet Fatih Balkı

1993 İstanbul doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Eğitim öğretim hayatı boyunca birçok bilimsel proje içerisinde bulundu. Çevre üzerine yaptığı projeler ile Türkiye ve bölgesel dereceler kazandı. 2015 yılından beri fanzin okuru ve emekçisidir. 2016 yılında Parantez İçi Fanzin 2018 yılında ise Lagari Bilimkurgu fanzinlerini çıkarmaya başladı. Lagari Bilimkurgu adı altında Yerli ve uluslararası bilimkurgu yazarların işlerini fankit ve fanzin olarak yayınladı. Şu an yayınlanmış bir fankiti bulunmaktadır. Fanzin tarihi üzerine araştırmaları halen devam etmektedir. Elindeki yerli ve uluslararası fanzin arşivlerini bir gün "Fanzin Müzesi" adı altında sergilemeyi hayal etmektedir.

Bir yanıt yazın