Kimler Satürn Manzaralı Bir Sitede Yaşayacak?
Şayet o zamana kadar insanları yok edecek kadar büyük bir afet yaşanmazsa, gelecekte insanlar kaçınılmaz olarak Dünya’dan öbek öbek ayrılıp uzaya yayılacaktır. Ancak bu ayrılış tüm insanlar için mümkün olmayacaktır. Gelişmiş ülkelerin insanlarının, zenginlerin ya da bilim insanlarının ve hem sistemleri ayakta tutmak hem de diğer insanlara hizmet edecek olan çeşitli statülere sahip işçilerin ilk ayrılacak olan insanlar olması büyük bir ihtimaldir.
Uzayda ilk koloni oluşturacak olan insanlar belli kriterlere göre seçilmiş insanlar olacaktır. Çoğumuz uzayda koloni oluşturma sürecinde Dünya’dan ayrılacak insanları tarif ederken tek tip bir bakış açısı içerisinde olduğumuzu kaçırıyoruz. “Uzaya çıkacağız!” derken kendimizi de işin içine katıyoruz. Dünya dışındaki kolonilerde ilk kez yaşama ayrıcalığına, gelişmiş ülkelerde en son teknolojileri ilk olarak kullanma şansına sahip olan, refah içerisinde yaşayan ülkelerin insanları sahip olacaktır. Gelecekte Satürn manzaralı lüks yerleşkelerde yaşamak herkese “nasip” değil maalesef.
Dünya üzerinde yaşayan insan topluluklarını düşündüğümüzde, gelişmiş medeniyetler içerisinde yaşayan insanlarla birlikte teknoloji üretemeyen ve ancak sonradan kullanma şansı olan gelişmekte olan ülkelerin insanları, Dünya’nın büyük bir bölümünde kırsalda yaşayan, teknolojiden nispeten uzak insanlar ve hatta Amazon’lar gibi ücra yerlerde yaşayan henüz medeni Dünya ile hiç iletişime geçmemiş insanlar da var.
İnsanlığı bir canlı türü olarak düşündüğümüzde, yüz binlerce yıl boyunca Dünya üzerinde farklı bölgelerde yaşayan insanlarda fiziksel ve sosyolojik olarak bariz farklar meydana geldiğini görebiliyoruz. Bir Çinli ile bir Afrikalı arasındaki fark gibi. Günümüzde ise teknolojiyi kullanan gelişmiş toplumlarla balta girmemiş ormanlarda, çöllerde yaşayan insanlarla da birçok açıdan farklar olduğunu görüyoruz.
Günümüz insanları arasındaki farkların büyük bir kısmı gelişmiş toplumlarda yaşayan insanların geliştirdikleri araçlara ve yaşam alanlarına adapte olmasından kaynaklanıyor. Ormanlar veya çöllerde yaşayan insanların aksine gelişmiş ülkelerde yaşayan insanlar, belli hijyen kurallarına göre klimalarla, kombilerle ortam sıcaklığı ayarlanmış ortamlarda daha konforlu bir şekilde yaşıyorlar. Hızlı ve konforlu ulaşım araçlarıyla bir yerden başka bir yere seyahat edebiliyorlar. Daha rahat giysiler giyiyorlar ve modayı takip ediyorlar. Yabanda yaşayan insanlardan farklı tavır, eda, davranışlar ve görgü kuralları geliştiriyorlar. Durum böyleyken gelişmiş ülkelerin insanları uzaya açıldıklarında, zamanla geride kalanlarla oluşacak fiziksel ve sosyolojik farkları hayal edebiliyor musunuz? Amazonlarda yaşayan ilkel bir kabiledeki insan ile Avrupa’nın gelişmiş şehirlerinde yaşayan bir insan arasındaki fiziksel ve sosyolojik farkların çok ötesinde farklar ortaya çıkabilir.
Dünya dışında olmaktan kaynaklanan fiziksel adaptasyonlar yüzünden insan bedeninde meydana gelebilecek fiziksel değişiklikler ile birlikte Dünya dışında yaşayan insanların gereksinimlerine göre ayarlanmış sosyal anlamda farklı yaşam biçimleri ortaya çıkabilir. Dünya’da kullanılmasının gereksiz olduğu birtakım giysiler ve araçlar uzayda hayati öneme sahip olabileceği gibi, bunları kullanıyor olmak, insanların birbirlerini farklı gruplardan görmeleri için de birer araç haline gelebilir. Mesela Dünya ile uzaydaki koloniler arasında sürekli seyahat eden insanlar adaptasyon sorunu yaşamamak için ve steril kalmak adına Dünya’da bile koruyucu giysilerini çıkarmadan dolaşmak isteyebilirler.
Bu kıyafetler bilimkurgu filmlerindeki gibi gösterişli robotik donanımlara, değişik şekil, desen ve renklere sahip olabilir.Sürekli bu donanım içerisinde olan insanlar diğer insanlara göre kendilerini daha üstün ve nitelikli görebilirler. Ya da tam tersi, Dünya’daki insanlar bu insanların doğal olmadıklarını ve hatta bazıları onların gerçekte insan olmadıklarını bile düşünerek farklı tepkiler gösterebilirler.
Şu bir gerçek ki herkes uzaya gidemeyecek veyahut da gitmek istemeyecek. Uzay boşluğunda ya da yabancı bir gezegende yaşamayı cazip bulmayanlar olacağı gibi isteyip de parası yetmeyenler ya da ilk etapta özellikle götürülmek istenmeyen insanlar olacaktır. Uzay seyahatleri başladığında uzaya insan taşıyan kuruluşların belli bir süre boyunca taşıyacakları insanları bazı kriterlere göre seçme şansı olacak. Ta ki insanlar kendi başlarına gidebilecek imkânlara sahip olana kadar ya da seçilmeyenleri taşıyacak başka bir yol bulunana kadar. Neill Blomkamp’un filmi “Elysium”da olduğu gibi, mesela Dünya küresel ısınmadan dolayı yaşanamaz hale gelirse önce parası olan ve seçkin insanlar uzayda koloniler oluşturabilirler. Zengin olmak dışında ayrıca herhangi bir sağlık sorunu olmayanlar, belli bir psikolojik yapıya sahip olanlar hatta belli siyasal ve ideolojik düşüncelere sahip insanlar seçilebilir. Aşırı muhafazakâr ya da aşırı milliyetçi olup uzayda bir kolonide yaşamak isteyen insanlar belki de orada istenmeyebilir.
Bu yapay seçilim ile oluşturulan uzay toplumları doğal olarak Dünya’dakilerden farklı bir yaşam tarzına sahip olacaktır. Zengin insanlardan oluşan topluluklar dışında, uzayda çoğunluğu iyi eğitim almış, evrensel yaşam kültürünü benimsemiş ve çevresiyle uyum içerisinde yaşamayı öncelikli kural olarak kabul eden, bilim insanlarından oluşmuş ilk uzay toplumları “bilim toplumu ütopyasını” uzaydaki kolonilerde gerçekleştirebilirler belki de.
Şu anda nasıl ki dünyanın her tarafından iyi yetişmiş insanlar gelişmiş ülkelerde toplanarak istihdam ediliyorsa, gelecekte de ilk uzay kolonileri için bu türde insanlar toplanarak seçilebilirler. Farklı ülkeler uzayda kendi kolonilerini oluşturmak üzere harekete geçene kadar bu böyle devam edebilir. Ancak Amerika kıtasının keşfi ve sonrasında yaşananları hatırlarsak, ilk gidenlerin birtakım ayrıcalıkları olması kaçınılmaz olacaktır. Bir ülkenin ya da bir şirketin Satürn’ün yörüngesini kendi alanı olarak ilan ettiğini düşünün. Satürn manzaralı bir kolonide yaşama ayrıcalığı belli bir grup insana ait olacaktır o zaman.
Öte yandan tam tersi de olabilir. 2020 başlarında Virgin Galactic firması uzaya insan taşımak için kişi başı 250 bin dolar alıyordu ve 8 bine yakın başvuru vardı. Firma bu paraya 80 km irtifaya çıkarıp geri getiriyor ve yolculuk 2 saat sürmesi planlanıyor. Söz konusu uzay otelleri ya da yerleşkeler olduğunda ortaya çıkabilecek rakamları varın siz düşünün.
Uzaydaki kolonilere yerleştirilecek insanlar söz konusu olduğunda ve sadece insanların parası olması baz alındığında Birleşik Arap Emirliği gibi ülkelerin zengin muhafazakâr insanları orada ciddi bir popülasyon oluşturabilecekleri gibi kendileri de aynı Dubai’de olduğu gibi Dünya dışında ultra lüks tesisler ve yerleşkeler kurabilirler. Uzayda tesis kurmak milyarlarca dolar maliyeti olan girişimler olduğu için kim olduğuna veya nereli olduğuna bakılmaksızın büyük yatırımcılar ön plana çıkacaktır.
Bugün Arap şeyhlerinin teknoloji firmalarında büyük hisseleri olduğunu biliyoruz. Dünya dışında insanların yaşaması için tasarlanmış bir tesis Dubai’deki otellere benzeyebilir belki de.
Temmuz 2020’ de BAE “Umut” isimli sondasını Mars’a gönderdi. 2014 yılından bu yana hazırlığı süren bu sonda ilk etapta Mars’tan veri toplamayı amaçlıyor. BAE devlet başkan yardımcısı ve Dubai hükümdarı Muhammed bin Raşid El-Maktum, projeyle ilgili olarak “Umut Sondası Projesi, Emirati ulusunun umut ve arzularını üzerinde taşıyor. Dünyaya barış ve umut mesajı göndermeyi, bilginin ve bilimin milletler arasında özgürce paylaşıldığı bir geleceği hayal ettirmeyi amaçlıyoruz… Mars’a ulaşmak bizim için imkânsız değil. İmkânsız kelimesinin bizim sözlüğümüzde yeri yok” şeklinde konuşmuştu. (Kaynak: donanimhaber.com / space.com)
Bu açıdan baktığımızda Satürn’ün yörüngesinde dolanan bir sitede yaşayabilmek için ya çok zengin olmanız gerekiyor, ya uzay bilimleri ile ilgili bir alanda çalışmanız ve kendinizi kanıtlamış olmanız gerekiyor (buna, deney ve araştırma yapanlar yanında tamir ve bakım işlerinden anlayanlar da dâhildir) ya da bu iki türden insanlara hizmet edebilmek üzere eğitim almış olmanız gerekiyor gibi görünüyor.
Bu yazı Dünya Dışında Kolonileşme kitabından alıntı yapılarak düzenlenmiştir. Bu konular ve daha fazlasını kitapta bulabilirsiniz.