Röportaj

Sabit Sorular (4): Varlık Ergen

Sabit Sorular, Lagari Bilimkurgu’nun minimalist bir söyleşi projesidir. Sorular kısa ve doğrudandır. Tüm sorular bilimkurgu bağlamında cevaplandırılmalıdır. Memleketimizde bilimkurgu için emek veren insanları tanıma ve tanıtma amacını taşımaktadır.

            Ruhşen Doğan Nar

1) Kimsin?

Her şey dünyaya gözlerimi açtığım serin bir nisan gecesinde başladı; coğrafi konumdan gelen eşitsizliği farkında bile olmadan yaşarken, dünyanın geri kalanı hakkında tahminlerde bulunmaya çalışırdım. Büyüklerime gökyüzünü gösterir, yıldızları sorardım. Bilim insanlarına ve özellikle uzay bilimine dair karşı konulmaz bir merakım vardı. Hayal kurmaktan alıkoyamıyordum kendimi. Bu hayal dünyası öylesine sonsuzdu ki kimi zaman tanrı olduğumu görür seçtiğim sorunlara çözümler üretirdim. Gökyüzüne bakarken kendimden geçiyordum. Küçük şiir denemeleri yapıyordum ve evet henüz o dönemlerde “Astronot olmak istiyorum, eğer astronot olamazsam genetik mühendisi olacağım,” diye söylenip duruyordum. Bu konuşmalar dönemin şartlarında kahkahayla yanıt bulur, yaşıtlarım tarafından da dalga konusu olurdu.

Gel zaman git zaman gidişat pek de hayallerime uygun bir eğilim göstermeyince eldekiyle idare edip edebiyata bağlandım. Henüz ortaokuldayken bir kitap kurdu olmuştum, satır aralarında okuduğum karakterlerle empati kurardım. Üniversite yıllarımda ise felsefe ve psikoloji ağırlıklı okumalar yaparken kalemimden küçük öyküler ve şiirler de dökülmeye devam ediyordu. Neredeyse tamamı gotik ve karanlık olan bu yazılar, içimde benden bağımsız bir alan yaratmayı başarmışlardı. Sinestezinin de etkisiyle duyularım karmakarışık bir halde zihnime saldırıyordu ve yaptığım radyo programlarında ve seslendirmelerde ya da dinlediğim müziklerde bu kaos kendisini daha belirgin göstermeye başlamıştı.

Yıllar sonra bir öykümü o dönem tanışmış olduğum bir edebiyat sayfasına gönderdim. Birkaç denemeden sonra öyküm yayımlanacak hale geldiğinde benim için artık yeni bir sayfa açılmış oldu. Bir şekilde yazmak zorunda olduğum kanısı yavaş yavaş bilincimde büyürken yeni serüvenlere koşmaya başladım edebiyat alanında. Bir süre Genel Yayın Yönetmenliği de yapmış olduğum başka bir platform benim için sınırların kalktığı bir alana işaret ediyordu. Artık hem karamsar ve gotik eserler üretirken bir yandan da bilimkurguya dair incelemeler ve öyküler yazabiliyordum. Derken Bilimkurgu Kulübü ile tanıştım ve “İşte, o yer burası!” dedim. O gün bu gündür bilimkurgu alanında eksiklerimi de gözlemleyebildiğim bu platformda yazılar yazmaktayım ve “Sesli Öyküler” projesinde aktif görev almaktayım.

2) Neden bilimkurgu?

Günümüz için çok basit bir sorun olarak görülebilecek bir diş çürüğünün geçtiğimiz yüzyılda insan hayatına mal olmasını bilmek, günümüzde aklı ve bilimi seçmekle eş değer görünüyor.Yukarıda anlattıklarıma ek olarak şunu söyleyebilirim ki bugün gözlerini açıp dosdoğru dünyaya ve toplumlara baktığımızda geldiğimiz nokta bilimsel çalışmalar aracılığı ile ulaşılmış bir geçmiş düşü. Uzak geçmişte yaşamış toplumların hayalini dahi kurmakta zorlanacağı bir “bilim” devriminin içinde yaşıyoruz. Eksikleri ve hataları ile insan ömrünün uzatılıp sağlıklı ve konforlu bir hayatın içinde yaşamak ve bunların yanı sıra gözümüzü Mars’a ve daha ötelere dikmek, bilimi ve onun düş tanrısı bilimkurguyu gözümde yüceltmeye yetiyor. Bu alanda özellikle Space-X şirketinin yeni roket modelleri ile ilgili haberleri takip ederken ufaktan bir bilimkurgu romanı içerisinde küçük zayıf bir karakter olduğumuzu hissettiriyor. Dünya merkezli inanç anlayışına karşı uçsuz bucaksız bir evren ve un ufak olmuş değerler ile karşılaşıyoruz. Artık sonsuz evrenlerden bahsedilirken bunları anlamaya çalışmak ve üzerinde düşünmek en büyük tutkularımdan biri haline geliyor.

3) Ne yaptın?

Çok sayıda öykü, şiir, inceleme yazılarını kaleme almamın yanı sıra çeşitli seslendirmeler yaptım. Son olarak 2020 Ocak ayında Edebiyatist Yayınevi aracılığı ile okura ulaşan Model Evren isimli kitabım yayımlandı. Model Evren, yapay zekâ kontrolündeki evrenin ilk patlamasından bugüne ve yarınımıza kadar birçok konuya değinen bir mücadele sürecini anlatıyor. Romanın kahramanı Lucas,  insan soyu aracılığı ile gördükleri ve yaşadıkları karşısında mutsuzdur. Lucas insanın kötülük konusundaki ustalığı karşısında yapay zekânın öngörüsüne hak vermektedir. Model Evren’i takip ederken “Sert Bilimkurgu ve Sosyal Bilimkurgu” türünde bir roman okuyacaksınız. Satır aralarında ilerlerken evrim, LGBTİ, felsefe, simülasyon, gotik şiir ve din gibi kavramları karakterler üzerinden sorgulayacak kimi zaman sevinip çoğu kere üzüleceksiniz. Yarattığım eserlerin tamamına yakınına varlikergen.com adresinden ulaşabilirsiniz.

4) Ne yapacaksın?

Yazmış olduğum ikinci romanım Sinestezi üzerinde uğraşmaktayım. Papirüs döneminde birlikte çalıştığım sevgili dostum Selcan (şimdilerde Şahsiyet Dergisi emektarı), kitabım üzerinde editöryal çalışmalar yürütmekte. Sinestezi, tıpkı Model Evren gibi dışlanmışların dünyasına götürecek okuru. Ötekiler diye nitelendirdiğim karakterlerimin sahip olduğu bu sinestetik yeti sayesinde paralel bir evrenin varlığı keşfedilecek. Kim bilir, günün birinde yaşanılası bir aykırı evren gerçekten de bulunabilir. “Sinestezi” üzerine yazma fikri ise yine çocukluk yıllarımdan kalma bir dürtü sayesinde başladı. O dönem sinestet olduğumun farkında bile değildim, daha doğrusu herkesin bu şekilde duyuladığını sanırdım. Günün birinde bir çocuğun sesini anlatmak isterken “Aaa ne kadar turuncu,” demiştim ve ciddi şekilde dalga konusu olmuştum. Sonrasında kısa bir kovuşturma yaptım ve herkesin böyle hissetmediğini anladım. Bu “ayrıcalık” o çocuksu bilinç için adeta bir tanrı gölgesine sahip olmak demekti. Eh tabi bu yeti ile beraber gelen çeşitli sorunları da göğüslemek zorunda kaldım ve tüm bu süreç, bugün nefes alan Varlık’ı yarattı.

5) Ne okuyalım ve ne izleyelim?

Sanırım ilk olarak okumak gerek. Okuma oranı bu denli kötü bir seyir içerisindeyken yayınevlerinin ayakta kalma şansları da git gide düşüyor. Büyük yayınevleri isim yapmış eserler dışında, filmi dizisi yapılmış ya da yapılacak olan kitapların basımıyla o denli meşguller ki sıradan okurlar da sadece bu eserlere yöneliyor. Günümüzde bilimkurgu kitabı basmış olan yayınevlerine destek olmanın bir gereklilik olduğunu düşünüyorum. Bir şekilde bu sancılı süreç içerisinde Türk Bilimkurgu Edebiyatı kendi doğrularını ve yanlışlarını yaratacaktır. Film konusunda başta Westworld olmak üzere çıkan bütün yapımları takip etmeye çaba gösteriyorum. Bilimkurguya merakı olan kimselerin de bu tür yapımları takip etmeleri, türü anlamaları açısından hayli faydalı olacaktır.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20

Ruhşen Doğan Nar

1988, İzmir doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Mütercim-Tercümanlık okudu. İngilizce öğretmenliği yapmakta. 2016 Şerzan Kurt Öykü Yarışmasında Türkçe öykü dalında ödüle layık görüldü. Bilimkurgu öykülerinden oluşan ilk kitabı "İçimdeki Robot", Yitik Ülke Yayınları'ndan 2019 yılında çıktı. "İçimdeki Robot", Kayıp Rıhtım Okur Anketi'nde "Yılın En İyi Yerli Spekülatif Öykü Kitabı" kategorisinde ikinci olmayı başardı. İkinci öykü kitabı "Bir Gün Mutlaka Delireceğim" 2020'de okurlarla buluştu. İthaki Yayınları’nın “Yeryüzü Müzesi” ve Yitik Ülke Yayınları’nın “Mutsuz Aşk Vardır” derlemelerinde öyküleriyle yer aldı. "Uyan!" adlı bilimkurgu fankiti, Fanzin Apartmanı tarafından basıldı. Bilimkurgu Kulübü ve Fanzin Apartmanı'nda yazılar kaleme almaktadır. Çeşitli dergi ve fanzinlerde öyküleri yayımlanmaktadır.

Bir cevap yazın