Film İncelemesiSinema

Gattaca: Biyoetik Olarak İncelemesi

Film çok da uzak olmayan bir distopyada geçiyor. Bir çift, normal bir şekilde ilişkiye girip çocuk sahibi olur ancak bu distopyada çocukların rahimde döllenip dünyaya gelmesi geçerli bir durum değil. Vincent, doğduğu anda olası hastalıkları, eksiklikleri hatta tahmini yaşam süresi hemşire tarafından oldukça resmi bir ses tonuyla söylenir ve bu öngörüler filmin ilerleyen sahnelerinde Vincent’ın gözlük takması, kalbinin sıkışması ve sürekli hasta olmasından dert yandığı sahneyle kanıtlanır. Ancak Vincent hırsla kendisine biçilen kaderi değiştirmeye çalışır ve bunun için her yola başvurur. Anaokulundan sigorta bahane edilerek atıldığında ailesi ona bir oyun arkadaşı yapmaya ama bu sefer “geçerli” yolla yapmaya karar verir.

Genetik manipülasyonların, seçilimlerin doğal kabul edildiği bu toplumda aile, danışmanın rehberliğinde naif bir tavırla bir şeyleri şansa bırakmak istese de danışmanın çocuğunuza iyi bir başlangıç sağlamalısınız konulu konuşması karşısında çaresiz kalırlar ve toplumumuza ekstrem gelebilecek bu durumu kabullenirler. Filmin ilerleyen bölümlerinde tipik bir kardeş rekabeti üzerinden genetik manipülasyonların küçüğü nasıl daha büyük ve güçlü hale getirebildiği bize gösterilir. Vincent’ın üzerindeki baskı ailesinin sağlığı ve geleceği konusundaki endişeleriyle daha da artar. Bu duruma daha fazla dayanamayan Vincent evi terk eder ve hep hayalini kurduğu uzay mesleklerine yakın olabilmek için GATTACA şirketine temizlikçi olarak girer. (Bu konuda araştırma yapmadım ancak Gattaca ismindeki G,C,T,A harflerinin DNAnın yapıtaşları olan nükleotitlere gönderme içerdiğini düşünüyorum.)

Gattaca Şirketi

Filmin geri kalanında genetik kaderini hırsla yenmeye çalışan bir karakter izliyoruz. Bunun için tuhaf bir adamla anlaşıp gerçek Jerome Morrow’un yerine geçmesi için birtakım modifikasyonlara gidilir ve bazıları boy uzatma gibi oldukça acılı süreçler olur. Jerome genetik olarak mükemmel tasarlanmış ancak yine de gümüş madalya kazanabilmiş, başarısız bir intihar girişimi sonucu sakat kalmış biridir. (Filmle ilgili eksik bulduğum şeylerden biri de Jerome’un intihara meyilli psikolojisinin testlerde nasıl çıkmadığı veya sonradan geliştiğini varsayarsak Gattaca’ya girerken yapılan testlerde nasıl çıkmadığıdır.) Jerome’un adını, kanını, idrarını hatta deri kalıntılarını kısacası tüm benliğini kullanarak Vincent şirkete girer ve yükselir. Filmin burdan sonrası izleyiciye gerilim veren bir dizi sahnelerden Vincent’ın biraz kader biraz da profesyonellikle kurtulmasından oluşan sahnelerle ilerliyor. Bu sırada orada çalışan başka bir mühendis kadınla ilişkileri şirketteki cinayet araştırmasının gerginliği içinde ilerler ve pek çok eksiği olan Vincent mükemmel genetiğe sahip bir kadını etkilemeyi başarır.

Burada birtakım sahnelerde cinsiyet eşitsizliğine az da olsa gönderme yapılıyor. Irene’e verilen ayak işleri ve kadının şirketteki yeri konusundaki endişelerini izliyoruz. Filmin sonlarında birkaç plot twist görülüyor. Örneğin, polisin kardeşi çıkması daha önceki sahnelerde, direktörün ufak tefek kusurları olanlar polis gibi kolluk kuvvetlerine uygundur, dediği sahneye iyi bir atıfta bulunuyor. Düzenli kontrolleri yapan doktorun son kontrolde söyledikleri ve “Geçersiz” yazısını “Geçerli” olarak düzeltmesi bütün film boyunca seyirciye verilen yeterince isterseniz kaderinizi değiştirebilirsiniz hissini yerle bir edip yerine daha karamsar bir başkalarının yardımı olmadan istediğinizi elde etmeniz imkansız hissine bırakıyor. Yine de sonuçta Vincent istediğini elde ediyor ve film mutlu diyebileceğimiz bir sonla bitiyor.

Gattaca ve Etik

Film güncelliği ve önemi giderek artan pek çok etik ikilem içeriyor. Öjenik üstün bir toplumla farklılaşmasına izin verilmiş kusurlu bir toplum arasındaki ikilem ve bilimin yarattığı yapaylıkla, doğa arasındaki ikilem bunların en belirgini. Bunun dışında insanın genlerinin kendisini ne kadar belirlediği veya gelişimimizin ancak kapasitemiz dahilinde olup olmadığı, genetik biliminin ne kadar ileri gitmesi gerektiği; fiziksel özellikleri ve cinsiyeti seçmenin, kusur sayılabilecek hastalıkların önceden bilmenin-düzeltilmenin, insan ve toplum psikolojisi üzerindeki etkisi de işlenen konulardan.

Genetik mezunu biri olarak genetik bilimini objektif olarak eleştirmekte zorlandığım için bunun gibi distopik bir geleceğe de etik çözüm getirmek hayli zor. İnsanların hayatını zorlaştıran hastalıkların elimine edilmesi ile öjenik toplum yaratılması arasındaki çizginin bu kadar ince olduğunu düşünmüyorum. Genetik manipülasyonun zahmetli ve pahalı bir proses olduğunu bilmemden kaynaklı olarak da bu uygulamaların toplumun geneline yayılacağına dair öngörüm oldukça uzak geleceğe tekabül ediyor. İlerlemenin kaçınılmaz olduğu ve ahlaki değerlerin değişken şeyler olduğu kanısındayım. İlerleyen bir bilim dalına savaş veya hastalıklara olduğu gibi etik çözümler getirilebileceğini düşünmüyorum. Nasıl her disiplin kontrol altında tutulmalıysa genetik de tabii ki hükümetler ve bağımsız kurumların denetimine tabi olmalıdır ancak bunun çerçevesinin netliği daha uzun süreler tartışılacaktır.

Film, bu konuda bize herhangi bir çözüm önermiyor, zaten bunun normal sayıldığı bir distopyada geçiyor ancak etik disiplini genetik çalışmaların başladığı 20. Yy’ın ortalarından itibaren genetik seçilim ve düzeltmelerin ne kadar ileri gitmesi gerektiği konusunda endişelerini dile getirip bu konuda önlem almaya çalışıyor. İnsan genom projesiyle artık göz ardı edilemez seyiyeye gelen genetiğin etik boyutu, bağımsız etik kurulu onayları ve bir dizi etik ilkeyle denetim altında tutulmaya çalışılsa da hala genetiğin yapabilecekleri pek çok grup tarafından tartışma konusudur.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20

Lagari Konuk

İnfo@lagaribilimkurgu.com adresine yazı gönderip konuk yazar olarak yer alabilirsiniz.

Bir yanıt yazın