Aleksandr Bogdanov: Doktor, Devrimci ve Yazar
Öğretmen bir ailenin çocuğu olarak 1873 yılında dünyaya gelen Aleksandr Bogdanov, Moskova Üniversitesi’nde doğabilimleri ve Harkov Üniversitesi’nde tıp eğitimi aldı.
Bilim insanı, doktor, filozof, yazar ve devrimciydi.
Siyasete bir Narodnik olarak girdi, Marksizm’i benimsedi ve önde gelen bir Bolşevik oldu.
Ekim Devrimi’nin önderi Lenin’le yan yana da çalıştı, muhalif konuma da düştü.
Bir süre sonra siyasetten uzaklaşmak zorunda kaldı.
Bogdanov denilince akla gelen şeylerden biri, kurucusu ve baş teorisyenliğini yaptığı Proletkult sanat hareketidir. Sosyalist devrimin ardından eski burjuva kültürünün tamamen yok edilmesini ve saf proleter bir kültürün yaratılması gerektiğini savundu Proletkult. Devrim öncesi tüm eserlerin burjuva kültür ürünleri olarak bir kenara atılmasını iddia ediyordu.
Ancak Lenin ve parti önderlerinin Pravda’da karşı çıkışıyla bu sanat hareketi gücünü kaybetti.
Yazar Olarak Aleksandr Bogdanov
Bilimkurgu severler için Bogdanov iki ütopik bilimkurgu romanıyla ünlüdür: “Kızıl Yıldız” (1908) ve “Mühendis Menni” (1913). Bu iki eseri, Yordam Kitap Ayşe Hacıhasanoğlu çevirisiyle dilimize kazandırdı.
Kültür sanat, bilim ve siyaset üzerine kitapları olsa da bu iki bilimkurgu eseri, Bogdanov’un en bilinen eserleri olagelmiştir.
Bogdanov, Kızıl Yıldız’da ileri bir sosyalizm düzeyine erişmiş Kızıl Gezegen Mars’ı gözler önüne serer. Komşusu Dünya’yla da bu gelişmişliği paylaşmak isteyen Mars’a dünyalı konuklar çağrılır.
Mars’a misafir olan bir parti üyesi aracılığıyla Mars’ı gözlemleriz. Mars’ın siyasi ve bilimsel atılımları anlatılır. Özellikle bu kitapta daha sonra gerçekleşecek öngörüler de yer alır.
Kızıl Yıldız’ın devam kitabı olan Mühendis Menni’de, Mars’ta sosyalizm öncesi döneme ve sosyalizm için verilen mücadelelere tanıklık ederiz. Nasıl bir mücadele sonucunda başarılar elde edildiğini öğreniriz.
Aslında bu iki bilimkurgu romanı da Bogdanov’un sanat ve bilim anlayışının kurgulaştırılmış halleridir. Derdini bir başka sanat formuyla anlatma çabalarının ürünüdür.
Bogdanov’un 1928’deki ölümü de bilim uğruna oldu. Kan nakli üzerine çalışmalar yapan Bogdanov, 1926’da Moskova’da Kan Nakli Enstitüsü’nü kurdu. Kan nakliyle hastalıkların üstesinden gelinebileceğini ve ebedi gençliğe kavuşulabileceğini öngörüyordu. Bogdanov’un bu öngörüsü üzerine bilim insanları çalışmaya devam ediyor ve bu alanda ilerlemeler kaydediliyor.
1928’de kendi üzerinde yaptığı bir kan naklinde, kullandığı kanın mikroplu olması sebebiyle hastalanıp hayatını kaybetti.
Bilime, sanata ve devrime adanmış biri olarak tarihe geçti Aleksandr Bogdanov.
Kaynaklar: