Dergi

Roket Bilimkurgu: Yerli Edebiyatın Dergisi

Roket bilimkurgu için öncelikle şunları söylemeliyim. Birkaç söylemden ibaret olan şeylerin hayat bulması öyle kolay değil. Ruhşen Doğan Nar ile oldukça eski bir tanışıklığımız var. Kendisi hem Lagari ekibinde yer aldı hem de bilimkurgu alanında oldukça üretken bir insan. Kendisi içindeki üretkenlik heyecanı bitmeyen, tanıdığım nadir insanlardan biridir.

Roket Bilimkurgu dergisi ya da seçkisi de tam olarak bu üretkenlik heyecanının bir meyvesi. Bugün bu dergi 4. sayısını yayınladı. Bu da şimdiden birçok bilimkurgu işinden bir adım önde olduğunun en büyük göstergesi.

Roketle ilgili dikkatimi çeken ilk nokta, Roket ekibinin yayınladığı bildirgede, iki sayı üst üste aynı yazar öyküsünün yayınlanmayacağı açıklaması. Bu, aslında hem yeni yazar arayışı açısından güzel bir yaklaşım hem de çok üretken yazarların sürekli karşınıza çıkmasını ve benzer işleri okumanızı engelliyor. Bu düşünce nedeniyle kendilerini tebrik etmekten başka yapabileceğim bir şey yok.

Az sonra hem çıkan sayıları hem işin mutfağını hem de ortaya çıkan işin ne kadar zor olduğuna değineceğim. Ama ondan önce dost acı söyler kabilinden birkaç şey söylemem lazım. Öncelikle Roket Bilimkurgu söylemler üzerine bir dergi. Çıkan sayılara baktığınızda bir dergi ibaresini göremiyorsunuz. Temelde kendisi bir öykü seçkisi. Bu durum, büyük ihtimalle gelecekte bir tartışma konusu olabilir, gözlemlerim bu yönde. Ruhşen ile yaptığım görüşmelerde de bunu John W. Campbell’ın Astounding Dergisi’nde ayrı olarak yaptığı seçki gibi yapmasının belki daha iyi olabileceğini iletmiştim. Roket bu noktada gerçekten iyi bir elek olabilir. Bunu tabii ki şu anki haliyle de oldukça iyi yapıyor. Benimki sadece kendimce biraz boş söylenme.

ISSN yerine ISBN ile çıkmasındaki sebebi sonuna kadar anlayabiliyorum. Belki de bilimkurgu edebiyatı için doğru olan budur. Zamanın bize bunu göstereceğine inanlardanım.

Roket Bilimkurgu 1 – TÜM HAZIRLIKLAR TAMAM

Roket Bilimkurgu’nun ilk sayısı bende ciddi bir heyecan yaratmıştı. Dediğim gibi, kalemine güvendiğim bir insanın elinden çıkan nadide bir iş. Dergi elime ulaştığında öyküleri bir çırpıda okuyup bitirdim. Ağzımda hem keyifle hatırlayacağım hem de acaba dediğim acı-tatlı bir tat bırakmıştı. Göze çarpan yazım hataları, öykülerin bir ikisinde de anlam kaymaları ilk sayının biraz aceleye geldiğini düşündürtmüştü. Aslında bu, birçok dergide ya da yayın işinde karşılaşılan bir durum. Ele geçen fırsatlar kolay bulunmuyor. İlk sayı bir şekilde çıksın gerisi hallolur gibi bir durum ya da işin sürekli elde dönmesi bir yerden sonra biraz bıktırıyor ve yoruyor insanı. Tam olarak bu düşünceler mi ele geçirdi editörleri bilemem ama Roket’in ilk sayısını elinize aldığınızda bunlar gözden kolay kolay kaçmıyor.

Roket Bilimkurgu 2 – GEREKLİ KONTROLLER YAPILDI

İşte şimdi konuşacağımız bambaşka şeyler var. Roket 2 tam olarak kontrollerin yapıldığı, baştan sona detaylı incelenmiş bir sayı olmuş. Çok iyiden eh işteye doğru sıralayabileceğimiz öykülerin yer aldığını görüyoruz. Burada biraz editörlük konuşmuş. Hatırladığım kadarıyla bu sayıda ekibe Ruhşen Doğan Nar’ın haricinde Emre Bozkuş ve Melisa Parlak katılıyor. Emre Bozkuş ile hiç yüz yüze tanışmadım ama editörlüğünü üstlendiği ORM fantastik dergiyi okuduğumda ve kendi yazılarına baktığımda güzel bir göze sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Melisa Parlak’ın katkısının önemli ve geliştirici olduğunu Ruhşen’in, birkaç noktada belirttiğini hatırlıyorum. Tüm bu söylemler gerçekten işe yaramış ve Roket 2 doğru bir rota tutturmuş diyenlerdenim. 2. sayı yazarlar açısından da oldukça zengin; Aşkın Güngör, Mehmet Berk Yaltırık, Efe Sarıtunalı, Ali Okan Pandar, Bünyamin Tan ve Melisa Parlak gibi kalemi okudukça keyif veren yazarlar da tabiri caizse kaliteyi katlamış. 2. sayıda olmasına anlam veremediğim tek iş sanırım “Spagettifikasyon” isimli öyküydü.

Roket Bilimkurgu 3 – LÜTFEN ALANI BOŞALTIN

3.sayıya geldiğimizde yazının başında bahsettiğimiz yeni yazarlara alan açma olayının ne kadar işe yaradığını görüyorsunuz. Yepyeni yazarlar, yepyeni isimler ve bambaşka fikirlerle tanışıyorsunuz. Artık burada Roket ile ilgili bir detayı fark ediyoruz. Roket farklı dillerden çeviriler ile karşımıza çıkıyor. Bu da bence Roket’e daha büyük bir anlam katıyor. Sayesinde yepyeni işleri, kalemleri keşfedebiliyoruz. Bu sayı içerisinde görseller de göze çarpıyor. Önceki sayılarda minimalist olan görsel çalışmalar yerine daha nitelikli ve tam sayfa görseller dikkat çekiyor. Bu sayede hem öykülere dair biraz fikrimiz oluyor hem de hayal dünyamız biraz daha renklenebiliyor.

Roket 4 – UZAY YOLCULARI YERİNİ ALDI

Artık burada öykülerin kalitesi dışında eleştirilecek bir şey yok diyebiliriz. Bu bölüme verdiğim başlık gibi Roket olması gerektiği yeri tuttu ve ileriye götürüyor. Her sayıda yeni yazarlar ve yeni öyküler keşfediyoruz. Belki de yerli bilimkurgu edebiyatı adına bir ilk olarak Kürtçe bir bilimkurgu öykü çevirisi ile karşılaşıyoruz. Öyküyü beğendiğimi söyleyemem. Fakat öyküyü keşfedilmemiş bir alana atılmış ilk adım olarak görüyorum. Umarım böyle ilginç başka çeviri öyküler ilerleyen sayılarda da karşımıza çıkar.

5…6…7…8…9…10…

Ruhşen Doğan Nar ile konuştuğumda Roket’i bir dönem sonra bitirmeyi düşündüğünü söylemişti. Bu kararın sonuçlarını bize zaman gösterecek ama bitse bile bu bitiş, yepyeni başlangıçlara neden olacaktır.

Roket, yerli bilimkurgu edebiyatında bir kült olma yolunda sağlam adımlarla ilerliyor. Her bilimkurgu severin Baskan, Metis ve Okat yayınlarının kitaplarını topladığı gibi zamanı gelince insanlar Roket sayılarına da ulaşmaya çalışacaklar, bunu şimdiden görür gibiyim. X-Bilinmeyen, Atılgan, Antares gibi işlerin dönemine tanık olamasam bile Roket ve ORM gibi işlerin döneminde yaşamak ve bu insanlarla bir şekilde temas halinde olmak beni mutlu ediyor. Roket, birçoğunuzun alıp okuması gereken hatta kütüphanenizde önemli bir yeri ayırmanız gereken nadide bir iş. Benim tavsiyem, kitaplığınızda geniş bir yer açmanız; sonuçta geleceğin bize neler getireceğini bilemeyiz. 😊

Derginin sayılarını edinmek için burayı tıklayabilirsiniz.

Paylas:
error0
fb-share-icon20
Tweet 20
fb-share-icon20
Mehmet Fatih Balkı

Mehmet Fatih Balkı

1993 İstanbul doğumlu. Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Eğitim öğretim hayatı boyunca birçok bilimsel proje içerisinde bulundu. Çevre üzerine yaptığı projeler ile Türkiye ve bölgesel dereceler kazandı. 2015 yılından beri fanzin okuru ve emekçisidir. 2016 yılında Parantez İçi Fanzin 2018 yılında ise Lagari Bilimkurgu fanzinlerini çıkarmaya başladı. Lagari Bilimkurgu adı altında Yerli ve uluslararası bilimkurgu yazarların işlerini fankit ve fanzin olarak yayınladı. Şu an yayınlanmış bir fankiti bulunmaktadır. Fanzin tarihi üzerine araştırmaları halen devam etmektedir. Elindeki yerli ve uluslararası fanzin arşivlerini bir gün "Fanzin Müzesi" adı altında sergilemeyi hayal etmektedir.

Bir yanıt yazın